Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Anne karnında bebeğin gelişimi üç trimester (üç aylık dönemler) halinde incelenir. Gebeliğin başlangıcı, son adet tarihinin ilk günü olarak kabul edilir. Bu hesaplamaya göre gebelik 40 hafta sürer (9 ay 10 gün). Gebe uterusun gebelik haftasına göre karındaki seviyesi şekilde gösterilmiştir. Şimdi sizler için bebeğin anne karnındaki gelişimini ay ay ele alacağız. İşte detaylar…
Dr. Adil Asımgil Risale Yayınlarından çıkan “Kadın ve çocuk için sağlık el kitabı”nda gebelik ve bebek gelişimi hakkında detaylı bilgiler yer alıyor. Şimdi sizler için bebeğin anne karnındaki gelişimini sıralayacağız.
1.aybaşlarında bir disk şeklinde olan cenin, ayın sonlarına doğru yumurta şeklini alır ve atmaya başlar. Cenin ilk ayın başlarında şekillenmeden önce bir disk şeklindedir. Daha sonra büyümeye başlar. 3. haftaya doğru bu disk şekli değişerek, cenin yumurtaya benzemeye başlar. Bu dönemde boyu 2 mm. kadardır. 5. haftada, gelişmiş bir kalbe hiç benzeme yen bir kalp taslağı oluşur. 2 büyük kan damarının birleşmesinden oluşan bir tüpe benzer. Gelişen kalp taslağı bu ay içinde çarpmaya başlar ve ancak sahibi hayata gözlerini yumduğun da bu işlevini bırakır. İlk ayın sonunda yaklaşık 5 mm. olan cenin kurbağa yavrusunu andırmaktadır.
2. ay, kollar ve bacaklar oluşmaya başlar. Sinir sistemi gelişir. Beyindeki kıvrımlar ortaya çıkar.Bu dönemde büyüme çok hızlı ilerlemektedir. Önce kollar daha sonra bacaklar tomurcuk hızlı ilerlemektedir. Önce kollar, daha sonra bacaklar tomurcuk olarak belirir. Ardından yüz şekillenmeye başlar. Önce girintiler meydana gelir, gözler için 2 küçük çukur oluşur. Kulaklar için virgül şeklinde 2 delik, ağız ve burun için büyük birer delik ortaya çıkar.
Bu arada sinir sistemi gelişir. Omurga ve omurilik taslakla gelişir. Beyinde girinti ve çıkıntılar ortaya çıkar. Kafatası o kadar şeffaftır ki, beyin içinde olduğu gibi görünür. 2.ay kollar ve bacaklar oluşmaya başlar. Sinir sistemi gelişir. Beyindeki kıvrımlar ortaya çıkar.
2. ay içinde fetüs, organogenez denilen yani organların gelişimi anlamını taşıyan bu periyodu tamamlar. 2. ay sonunda tüm organ taslakları gelişmiştir. Sekizinci hafta terken embriyo, 3 cm civanda ve 2 gr ağırlığındadır. Organogenez döneminin tamamlanması ile embriyo, adını fetüs olarak değiştirir.
İlk 2 aylık hamilelik döneminde, yukarıda anlattığımız gibi bebeğin organlar şekillendiği için, bu ilk 2 ayda anne adayının sağlıklı olması ve besinlerine dikkat etmesi, sonra ki hamilelik aylarından daha önemlidir. Tabiidir ki; bu öğüdümüze uyabilmek için, hamile kalıp kalmadığınızı bir an önce öğrenmeniz gerekecektir.
3.ay cinsel organlar oluşur. Yüz belirginleşir. İç organlar oluşumlarına devam eder. Bebek çok hafif hareket etmeye başlar.
3. ayın başında cinsel organlar oluşur. Hamile kalındığı anda, cinsiyet belli olduğu halde, bu aya kadar hem erkek 3. ay hem de dişi cinsiyet organları gelişir. Bu aydan itibaren kromozomlara göre ya erkek ya dişi olarak değişim başlar. Anne karnında ilk andan itibaren, belli olan cinsiyeti öğrenmek oluş için, anne 6-7 ay, bazen de doğuma kadar beklemek durumundadır. Fetüsün uygun pozisyonda olduğu vakalarda, 6- hafi 7. ayda ultrason incelemeleri ile cinsiyet tayin edilebilir.
Yüz, daha belirli bir hal alır. Kollar, parmaklar gelişir, vücut içinde karaciğer, böbrek, bağırsaklar gibi iç organlar oluşumlarına devam eder. İlk tüyler dudakların ve gözlerin üzerinde çıkar. Bebek çok hafif hareket etmeye başlar, fakat bu hareketler annenin anlayabileceği kadar kuvvetli değildir, zayıftır. 3. ay sonun da fetus, 11 cm uzunluğunda ve 4 gr ağırlığındadır.
4. ay deri, kan damarları ve saçlar oluşmaya başlar. Fetüs, biçimsiz şeklini yavaş yavaş terk ederek şekillenmeye başlar. Deri, kendisinde bulunan kan damarlarını tamamen gösterecek şekilde ince ve şeffaf olduğundan rengi kırmızıdır. Üzeri tamamen ince tüylerle kaplıdır. Baş üzerinde de saçlar çıkmaya başlar.
5 ayda 3 aylıkken başlayan çocuk hasretleri anne tarafından da hissedilebilir hale gelir ve anne psikolojik olarak gebeliğinden daha da emin olur. Ancak günümüzde ultrasonla 4 haftalık gebelik bile tespit edilebilmektedir.
Bu ay, anne adayı açısından gerçekten de ilginç bir aydır. Çünkü şimdiye kadar sadece karının büyüdüğünü hisseden anne, bu ayda ilk defa çocuğun hareketlerini hissederek, içinde canlı bir varlık geliştiğine daha çok inanacaktır. Aynıca bu ay hekimler açısından da önemlidir. Bunun sebebi ise, çocuk kalp seslerinin doktor dinleme aleti olan steteskopla duyulabilecek düzeye ulaşmasıdır. Böylece hekim, anne adayına kesin gebelik teşhisini koyabilecektir. Aslında bu klasik bilgiler eski önemini günümüzde kaybetmiş bulunmaktadır. Çünkü bugün teknoloji; kalp seslerini çok önce den duyabilecek hassaslıkta dinleme aletleri, aletin duyarlılığına göre henüz 8-9 haftalıkken kalp atışlarını görebilecek ve tabii ki uygulayan hekime gösterecek görüntüleme cihazları (ultrason) üretmiş ve hızla geliştirmektedir. Piyasa da hazır olarak bulunan gebelik testlerinin 6 haftalık bir gebeliği gösterebildiğini kabul edersek; ultrason, 4 haftalık gebeliği tespit edebilen bir cihaz olarak, hamileliğin en erken teşhis araçlarından biridir.
Buna rağmen ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde; bu teknolojilerin her zaman uygulanamayacağını düşünürsek, yukarıda bahsettiğimiz daha çok hekim açısından önemli olan klasik bilgilerin önemi daha iyi bir şekilde anlaşılabilir.
6. ayda gelişme daha çok kaslar üzerinde yoğunlaşır.Gelişme daha çok kaslar üzerinde yoğunlaşır. Kasların da- gelişmesiyle, ana kamındaki çocuğun hareketleri de artar. Fetüs, kolları göğsünün üzerinde, bacakları da kamının üzerinde katlı durur. Boyu 30 cm, kilosu ise 1000 gr. civarındadır. Fetüs, bu halde doğarsa yaşaması için, yüksek teknoloji ile geliştirilmiş cihazlara ihtiyaç duyar.
7. Ay’da sinirler gelişir. Göz kapakları açılır ve gözler ortaya çıkar. Kaslardan sonra sinirler gelişir. Çok karışık bir hal alan sinir merkezleri arasında bağlantı kurulur. Fetüs hareketleri daha düzenli olur. Cenin yalnızca kol ve bacaklarını hareket ettirmekle kalmayıp, kendi çevresinde de tamamen dönebilir. Daha önce kapalı olan göz kapakları açılır ve tamamen teşekkül etmiş olan gözler ortaya çıkar. 7 aylıkken fetüs, derisi yağdan yoksun olduğundan buruşuk haldedir ve bu sebeple cenin küçük bir ihtiyara benzer. Bu ayda iyice gelişen cinsel organlar, eğer fetüs uygun pozisyonda ise % 90 civanda doğrulukla ultrason ile tanınarak cinsiyet tayini yapılabilir.
8. ay, organların çoğunun gelişmesini tamamladığı aydır. Artık belli başlı organların çoğunun gelişmesi tamamlanmış ve çalışmaya başlamışlardır. Daha önce kırmızıyı andıran deri, açık pembe bir renk alır. Üzerini kapla yan ince tüy tabakası ortadan kalkarak, yerini yağ bezlerinin salgıladığı bir sıvı kaplar. Bu ayın sonunda ceninin boyu 45 cm’e ulaşmış, ağırlığı ise 2.400 grama çıkmıştır. Bu ay içinde erken doğum meydana gelse de bebek büyük bir ihtimalle yaşayacaktır.
9. ay fetüs doğuma hazırdır. Herkes tarafından bilindiği gibi bu ayda fetüs doğuma, dünyaya gelmeye ve ilk defa ağlamaya hazırdır. Bu ayda fetüs, büyümesinin son aşamalarını tamamlamaktadır. Derinin üzerinde kalın bir yağ tabakası mevcuttur. Ortalama doğum ölçüleri olan 50 cm boy ve 3300 gr. ağırlığa ulaşılmış tır. Bu andan itibaren büyüme ve gelişmenin anne kamında olan kısmı tamamlanmıştır. Doğum 2. kısım için bir vize niteliğindedir. Burada bir önemli nokta da şudur: Doğuma kadar sadece anatomik olarak ilerleme kaydeden bebek, doğum anından itibaren anatomik ilerleme yanında psikolojik gelişme de gösterecektir. Ayrıca hamile iken sadece kendi ne iyi bakmak ve dikkat etmekle bebeğine ilgi gösterebilen anne, şimdi bizzat bebeğinin kendisine de bu ihtimamı göstermek durumundadır.
Doğumla bir fetüs, çok değişik bir ortamla karşılaşır. Göbek kordonun kesilmesiyle devre dışı kalan bazı damarlar ve kalpteki delikler kapanır. Bunun yerine, oksijen için hava, besin için anne sütü devreye girer.
Göbek kordonunun kesilmesiyle devre dışı kalan bazı damarlar ve kalpte bulunan delikler kapanır. Böylece fetüs kalpteki kan dolaşımı, anne kan dolaşımından ayrı olarak kendine yetebilmesi için gerekli olan değişiklikleri yapmış olur. Aynı zamanda oksijen ve besin kaynağı ile arasında a, besin ki bağı da kapatmıştır. Dolayısıyla bu 2 önemli hayat unsurunu başka kaynaklardan değişik yollarla alması gerekir. Bu 2 kaynak da oksijeni alabilmesi için hava, besinleri ala bilmesi için anne sütüdür. Fetüs doğduktan sonra, ilk nefesi alabilmek için akciğerler içinde bulunan sıvıyı boşaltır, ardından genişler ve soluk alıp verme böylece devam eder. Anne sütüne gelince anne bu harika, bu mucizevi besini bir kaç saat sonra yavrusuna sunacaktır.
Anne karnındaki çocuğu 2 aylığa kadar embriyo, daha sonra fetüs adı verilir. Anne kamındaki çocuğa 2 aylığa kadar embriyo, bundan sonra fetüs adı verilir. Plasenta anne ile fetüs arasında her türlü madde alış-verişini sağlayan bir organdır. Plasenta yuvalanma olayından sonra meydana gelir ve doğuma kadar olgunlaşmaya devam eder. Fakat yaklaşık olarak son aylar da olgun halini alacaktır. Bu olgun yani son haftaların plasentası 2 cm kalınlığında 18-20 cm çapında, 500 gr. ağırlığında ve disk şeklinde bir yapıdır. Rahim içinde, rahime kan damarları ve kendisinin bazı özel yapılan ile yapışmış halde bulunmaktadır. Plasentanın anneye ve fetüs bakan 2 yüzü vardır. Rahim iç yüzüne yapışan kısım koyu kırmızı, parçalı ve yüzeyi pürtüklüdür. Çocuğa bakan kısım ise düz, parlak ve daha sonra anlatılacak olan amnion zan denilen bir zarla örtülüdür. Plasenta haricinde fetüsün rahim içinde yaşamasını sağlayan 3 önemli yapı daha vardır. Bunlar amnion kesesi, amnion sivilsi ve göbek bağıdır. Fetüsün rahim için de yaşamasını sağlayan plasenta, amnion kesesi, amnion sıvısı ve göbek bağıdır.
Fetüsü plasentaya bağlayan yaklaşık olarak 50 cm uzunluğun da ve 2 cm kalınlığında bir bağdır. İçinden 3 damar geçer. Bunlardan ikisi fetüs kan götürür, diğeri ise fetüs gelen kanın anneye geri dönmesini sağlar.
Plasentanın fetüs bakan yüzeyini örten zar, plasenta bitiminde rahimin iç yüzünü örtmeye devam ederek tüm fetüs gelen kanın anneye geri dönmesini sağlar.
Amnion sıvısı gebelikte rahim içini dolduran ve fetüsün içinde bulunduğu, amnion kesesi ve plasenta ile çevrili sıvıdır. Nasıl oluştuğu tam olarak bilinmemekle beraber, amnion kesesinin, fetüs ve anne tarafından ortak yapıldığı düşünülmektedir. Amnion sıvısı fetüsün rahim ke narına yapışması ve çarpmalarda darbenin şiddetli gelmesini önler. Cenin, suyun ortasında bir balık gibi yüzer.
Gelişen fetüs, doğumuna kadar kendi sine gerekli olan oksijeni, besinleri, mineralleri ve suyu anneden almaya ve çıkardı artıkları da anne aracılığıyla atmaya mecburdur. Bu alış-veriş, fetüs ve annenin kan dolaşılanının plasenta aracılığı ile birbiriyle ilişkide olması sayesinde başarılır.
Plasenta, rahim duvarının içine girerek, içinde bulunan çok sayıdaki kan damarlanın aracılığıyla, annenin rahimdeki damarlan ile komşuluk yapar. Bu sayede, plasenta anne kanından aldığı besinleri 2 ana damarda toplayarak göbek kordonu aracılığıyla, fetüsün kan dolaşımına verir. Göbek kordonu içinde bulunan 3 daman bir ucu fetüs, diğer ucu plasentaya bağlıdır. 3. damar ise fetüsün artıklarını yine göbek bağı vasıtası ile plasentaya aktarabilmek içindir. Bu nokta da tahmin edilebileceği gibi fetüs kan dolaşımı, bebek doğduktan sonraki kan dolaşımından farklıdır.
Rahim içinde, içi sıvı dolu (amnion suyu) bir kese (amnion kesesi) içinde yaşayan fetüs, ortalama 20. haftadan sonra anne tarafından da duyulabilen, aktif hareketler yapar. Rahim içinde kaldığı sürece sürekli amnion suyu yutar, idmanını yapar. Ayrıca son 3 ayda solunum hareketleri gösterir. Bunların yanında akciğerlerde oluşan bir su kitlesinin, tüm hava yollarını doldurduğu ve zaman zaman gırtlağın genişleyerek, bu sıvının bir kısmının dışını çıktığı bildirilmektedir. Tabiidir ki bu olaylar birbiriyle bağlantılı olarak, belirli bir denge içindedir. İşte fetüs anne karnında bu dengeler sayesinde rahim içi hayatını tamamlayarak dünyaya gelir.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı