İbn Battuta Seyahatnamesi

Merjam Yazar: Merjam 14 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Edebiyat biliminin önemli bir yazım türü olan seyahatnameler; yazıldığı dönemin tarihine, siyasetine, sosyal yaşantısına, kültürüne, adetlerine önemli ölçüde ışık tutmaktadır. Seyyah, tanıklık ettiği coğrafyanın tarihini; yönetim, moda, gelenek, yaşam tarzı, yaşam standardı değişmiş olmasına rağmen, bir zaman mevcut olan düzeni geleceğe taşımaktadır. Türk edebiyatına ilk seyahatnameyi Mir’atü’l Memalik’le kazandıran Seydi Ali Reis’i, ‘‘Seyahat Ya Resulullah” sözüyle meşhur Evliya Çelebi ve ilerleyen süreçte Ahmet Mithat Efendi, Cenap Şehabettin gibi isimler takip etmiştir.

İbn Battuta Seyahatnamesi

 

 

Birinci kaynak olarak değerini her zaman koruyan seyahatnameler, son zamanlarda uzmanlık alanlarına göre tasnif edilmiştir. Örneğin Avrupa tarih alanında son otuz yılda hızlanan kadın çalışmaları tarihçileri, süreçleri incelerken seyahatnameleri birinci sırada kullanmaktadır. Doğu araştırmacıları açısından değerlendirirsek, Osmanlı tarihinde kadın araştırmaları incelenirken yerli isimlerin yanı sıra bir görevi gerçekleştirmek üzere Osmanlı topraklarına gelen Jean Thevenot, Pietro Della Valle, Jean du Mont, La Motraye, Joseph de Tournefort, Robert Withers gibi çoğunluğu Fransız, Avrupalı isimlerin notları önemli kaynaklar olarak kullanılmaktadır. Günümüzde ikinci kaynak olarak değerlendirilen oryantalist yazarlardan Ronald Jenings gibi isimler de bu alanda önemli eserlere imza atmıştır. Keza Sureyya Faruki, Gülgün Üçel Aybet de Osmanlı sosyal hayatını anlatırken, topraklarında gezinen seyyahların günümüze değin ulaşmış seyahatnamelerini kaynakçalarında sıkça anan güncel isimlerden birkaçıdır.

 

Ortaçağın en büyük tarihçisi olarak adlandırılan İbn Battuta da seyahatnamesiyle gerek Avrupa tarihçilerince gerekse Doğu dünyasında oldukça ünlü bir isme sahiptir.

 

Kuzey Afrika’dan -günümüzün Fas devleti sınırları içerisinde yer alan Tanca’danyola çıkarak İskenderiye, Kahire, Anadolu, Dest-i Kıpçak, Konstantiniyye (İstanbul), Zibetülmehel (Maldiv Adaları), Çin, Fas, Endülüs, Afrika’yı içine alan oldukça geniş bir coğrafyayı gezen İbn Battuta, gözlemleriyle günümüz sosyologlarına, antropologlarına, coğrafyacılarına ve tarihçilerine önemli ipuçları sunmaktadır. Bu nedenle İbn Battuta’nın hangi alanın ehli olduğu birçok alanın uzmanlarınca tartışılan bir konu olmuştur.

 

Öte yandan herhangi bir alanda uzmanlaşarak yola çıkmamış olması, İbn Battuta’ya yöneltilen eleştirilerin başında gelmektedir. Bu eleştiriyi bazı tarihçiler, 28 yıl süren gezisinin sonucunda beklenen kültür ve birikimi edindiğini savunarak, böyle bir eksik olsa bile seyahati sonunda fazlasıyla kapattığını vurgulamaktalardır. Tanca şehrinde, 1304 yılında, Berberilerin Levante kabilesinin üyesi olarak dünyaya gelen İbn Batttuta, dönemin en yaygın ilimleri olan edebiyat ve din ilminde adını duyurmamıştır. Ancak İbn Battuta gibi gezgin ya da görevlendirildiği için farklı bir ülkeye giden kimselerin eserlerinde

 

İbn Battuta’ya atıflara rastlamaktayız. Osmanlı Devleti’ne sefir olarak gönderilen Temgrüti, Anadolu bölgesini anlatırken İbn Battuta’yı anmıştır.

 

Tuhfutun-Nazzar fi Garaibi’l- Emsar ve Acaibi’l Esfar olarak adlandırdığı gezi notlarını, katip İbn Cezeyy Kelbi’ye yazdırarak “Rıhle” adıyla yeniden adlandıran İbn Batuta’nın seyahatnamesi, M.B. Fethullah Beyyuni tarafından özetlenmiş ve Doğu kütüphanelerinde yerini almıştır. Bu özet aynı zamanda çevirisiyle, Avrupa’ya İbn Battuta kapısını açan bir belge önemine sahiptir.

 

Yemek tariflerinden bayram ve yas ritüellerine, hukukçulardan tüccarlara değin geniş bir gözlem içeren Rıhle, ayrıca okura detaylı bir siyasi harita çizdiği için kimi tarihçilerce ansiklopedik bir nitelik taşımaktadır.

 

 

Seyahatnamelerde Cenaze Törenleri

 

Bölgeleri benzer başlıklarla ele aldığı için okur zihninde kıyasa yönlendiren İbn Battuta, Hindistan’daki ölü yakma âdetini, İran’daki cenazelerin düğün atmosferine sahip olduğunu, Iyzec’te cenazenin alışagelen şekilde matem havasında seyrettiğini kaydetmektedir. Yine aynı başlık kapsamında Sinop’ta cenaze taşıyanların inançları gereği üstlerini ters çıkardıklarına ve başlarını açtıklarına, Moğol kökenli Çin hükümdarlarının cenazelerinde Şaman geleneği olan efendi ile birlikte birkaç hizmetçi ve cariye gömülmesine de değinmiştir.

 

Katıldığı topluluklara yalnızca seyirci olmayıp evlilik gerçekleştiren İbn Battuta’nın topluma karıştığı tezi de savunulabilir.

 

 

Evlilikler ve Kadın Gözlemleri

 

Evlilik ve kadına dair yapılan gözlemlerin çokluğu 17. yüzyıl seyahatnamelerinde de görüldüğü üzere erkek seyyahların dikkatini çeken bir alan olarak göze çarpar. Özellikle Fransız seyyah Thevenot’un, seyahatnamesinde katıldığı düğünleri, evlilik çeşitlerini, evlilik öncesi görüşme çeşitlerini, inanç ve milliyet farklılıkları ile en ince detayına kadar not ettiği görülmektedir. Gerek Rum – Hristiyan gerekse Türk- Müslüman mevcut yapılardan aktardığı evlilik âdetleri seyyahın ilgisini okura sunmaktadır. Aynı şekilde geriye gitmek gerekirse İbn Battuta, Türk kadınlarının dikkat çeken statülerine, Anadolu’da akıncı gibi at binmelerine, ekonomi içerisinde etkin rol almalarına, Üzbek Hanın ülkesindeki asilzade kadınların, sosyal hayatta erkekleri kadar faal olduklarına değinmektedir.

 

Öte yandan antropoloji bilimi alanı kapsamında bazı toplumların anaerkil düzenine eserinde yer vermiştir. İç Batı Afrika’daki siyahi Müslümanların, bazı Berberi kabilelerin anaerkil bir sistemi benimsendiğini, soyun ve mirasın, anne ve ailesinden devam ettiğini vurgulamıştır. Bu yönden mensubu olduğu Berberi kabilesinin farklı bölgelerdeki adet esaslarının çeşitliliğini de tespit etmiştir.

 

 

Ahilik

 

Kırım’dan Konya’ya, Alanya’dan Sivas’a uzanan siyasi ve ticari hareketlere dair detaylı bilgiler sunan seyyah, Anadolu’daki Ahilik teşkilatından, bu teşkilatın Mısır’daki Fütüvvet sistemiyle olan benzerliğinden bahsetmiş ve okurun, dönemin kurumsal yapıları hakkında farklı coğrafyalara kapı açmasını sağlamıştır.

 

Yine ekonomi bahsinde Çin’deki kâğıt para sistemini açıklamış, eskiyen kâğıt paraların darphane gibi bir yapı içerisinde yenisiyle takasını belirterek okura sunmuştur. Halen Asya ülkelerinde altın diş, kapı süsü gibi zenginlik nişanelerine rastladığımız 21. Yüzyıl dünyasının, 14. Yüzyılında benzer göstergeleri olduğu, Çinli tacirlerin kazandığı para ve yaptırdığı altın asmanın çokluğunca parmağına taktığı yüzükten çıkarılabilir.

 

 

Oryantalistlerin İbn Battuta Eleştirileri

 

Evliya Çelebi’ye söylendiği gibi abartılı yazdığı iddia edilen İbn Battuta’nın notları bazı oryantalistler tarafından sivri bir kalemle eleştirilmiştir. Örneğin oryantalist Stephen Janicsek, seyyahın Sibirya ve Bulgar şehirlerine dair yorumlarını kötü birer itham, yakıştırma olarak değerlendirmiştir. Öte yandan, Rıhle’de eleştirilen ve gerçeğe aykırı olduğu, abartı olarak yorumlanan bir çok konu, ilerleyen zamanlarda Kraçkovsky,Yamamoto, Ağa Mehdi Hüseyin gibi şarih ve mütercim isimler tarafından onaylanıp belgelendirilmiştir.

 

Günümüzde eserin aslına daha benzer, detay ve bilgi ağırlı olan formu, Yapı Kredi Yayınları Kazım Tezket dizisi bünyesinde iki cilt olarak İbn Battuta Seyahatnamesi adıyla yayımlanırken, daha fazla okuyucuya hitap etmesi, ulaşması hedefiyle akıcı bir dille kaleme alınan baskısı yine YKY yayınlarınca A. Sait Aykut çevirisiyle okura sunulmuştur.

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio