Yepyeni bir başlangıç

Bundan böyle her hafta sizinle bu köşede bir araya geleceğiz. Benim için de yepyeni bir başlangıç bu... Çok heyecanlıyım!

 

Teknoloji önderliğinde her şeyin hızla değiştiği ve bu değişimin en önemli faktörlerinden biri olan modanın en sadık takipçisi olan kadınlar olarak, ilgi duyduğumuz tüm konuları burada birlikte paylaşacağız. Sadece moda hakkında paylaşımlarımız olmayacak, çünkü laf aramızda ben modadan pek anlamam, artık idare edeceksiniz beni. Ama merak etmeyin sakın! Güncel konular, kültür sanat ve gezilerim hakkındaki yazılarımla sizlerle bir arada olacağım.

 

Bunu benden çok duyacaksınız; insan her zaman bilgiyi öğrenmeye ve yeniliğe açık olmalı. Gelin şimdi kısaca moda hakkında biraz bilgi edinelim.

 

Kelime olarak ‘moda’, Latince’de hemen şimdi anlamına gelen modo kelimesinden türetilmiştir. Modanın yönlendiricisi olarak bilinen ülkelerden biri olan İtalya’da ise, süslenme özentisi, değişiklik gereksinimi ve yaşama giren geçici yenilik gibi manaları vardır. Türk Dil Kurumu’nun (TDK) moda tanımı ise; “Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik”, “Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük”, “Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan” olarak belirtilmiştir.

 

Tarihsel olarak bakıldığında ise, kıyafetlerdeki moda akımları, eski Roma'da ve Ortaçağ’da meydana gelen ekonomik veya sosyal değişimlerle ortaya çıkmıştır. Ama tabii ki kıyafet modası için en önemli gelişmelerden biri dikiş makinesinin bulunmasıdır. Moda dendiğinde hepimizin aklına ilk gelen kıyafetlerdir. Bu yılın kot tarzı yüksek bel, sonbahar koleksiyonları hardal rengi ağırlıklı, etekler fırfırlı. Aslında moda sadece bununla sınırlı değildir. Çok daha geniş kapsamı olan bir kavramdır.

 

Moda, bir toplumda farklı zaman dilimlerinde ortaya çıkan giyim tarzlarını ifade edebildiği gibi; sanat, mimari, edebiyat, genel davranışlar ve hatta yemek gibi birçok konuyu da içine alabilir. Ayrıca, bir süre etkin olan toplumsal bir beğeni de ‘moda’ olarak tanımlanabilir. Evinizdeki eşyalardan gözlüklerinize, hatta kullandığınız telefondan gittiğiniz seyahate kadar her şey mevcutta yaşanan veya geçmişte yaşanmış olan bir modanın göstergesidir. 70’li yıllardaki saç modelleri, 80’li yıllardaki arabalar, 90’larda dinlenen müzik tarzı, yerini 2000’li yıllarda takip etmekte zorlandığımız teknolojik gelişmelere bıraktı ve bunların her biri bir moda akımı olarak tarihte yerini aldı. Geçmişe dönüp bakınca bazen çok komik geliyor o zamanın modası, nasıl da giymişim ben bunu dersiniz hafif sararmış resimlerde gençliğinizi yad ederken. O geniş vatkalı ceketi şimdi bedavaya verseler on defa düşünürsünüz nasıl yapsam da giysem diye. Ama tabii bir on sene sonra aynı moda akımının geri gelip gelmeyeceğini de bilemezsiniz. On sene önceki resimde nasıl giydiğinize kendiniz bile inanamadığınız o vatkalı ceketi, bundan bir on sene sonra tüm dükkanların altını üstüne getirip bulmak için çılgınca bir emek sarf edeceğinize bahse girerim.

 

 

Başta da anlattığım gibi, ben modadan çok anlamam. Aslına bakarsanız modayı öyle fazla takip de etmem, ama modadan anlayan ve takip edenlere de nasıl özenirim, anlatamam size… Ben saatlerce dolaşıp iki ayrı kıyafet alıp sonunda bunları nasıl bir araya getirip giyeceğimi kara kara düşünürken, ismi lazım değil, bir arkadaşım iki ayrı mağazadan aldığı tamamen farklı iki parçayı öylesine güzel bir şekilde kombin yapıp giyer ki gel de kıskanma şimdi bunu. Zavallı arkadaşım benden çok çekmiştir, özellikle önemli bir yere gideceksem mutlaka kendisine danışır öyle oluştururum giyeceğim kıyafeti. Arkadaşlar bu günler içindir zaten, öyle değil mi?

 

Beceremiyorum ya, şimdi hemen kendime bir pay biçeyim. Bence moda, herkes için özgündür. Yani herkesin tarzı, kendi modasıdır! Sonuçta kıyafetler, insanları değişen hava şartlarından korur. Kıyafet vücudun kamuflajı ve insanın duygularını ifade eden örtü olmasının yanında, kişinin diğer insanlardan ayırt edilmesini sağlayan bir detaydır. Karakteristik ve estetik özelliklerin yansımasıdır. Genel olarak moda, bir tüketim anlayışıdır. Daha detaylı olarak söylemek gerekirse; neyi, nasıl tüketmek gerektiğini açıklayan yazılı olmayan görünmez kurallardır. Moda, aslında hayatın ta kendisidir.

 

Mesela geçirdiğimiz bu zor günlerin hepimiz için vazgeçilmezi olan maskelerin de bir modası oluştu. Sokakta herkes adeta maskesi ile defiledeymiş gibi salınıyor. Tek kullanımlık maskeler var ki beyazı mavisi siyahı hatta her türlü pastel renkleri bile üretildi. Ayrıca yıkanabilir pamuklu kumaştan yapılmış maskeler var, bunlar benim favorim. Dil çıkaran surat mı dersin, kedi patisi mi istersin, bayrak baskılısından logolusuna her çeşidini bulmak mümkün. Hatta kullanılmasının doğru olup olmadığına henüz hekimlerin bile karar veremediği siyah renkli mikro fiber maskeler ve bunların da farklı baskılı olanları da var. Moda hayatın ta kendisi aslında demiştim, işte size bunun yakın tarihteki en canlı örneği. Mart ayı başında hepimiz beyaz renkteki tek kullanımlık maskelere mahkûmduk oysaki… Ama birkaç ay içinde tüm dünya değişti ve günlük hayatımızın parçası olan ve asıl görevi aslında bizi virüse karşı koruması gereken maskenin bile bir modası oluştu.

 

 

Neyse şimdilik en azından kıyafet harici moda konusunda çok da fena sayılmam. Ayrıca bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Ben hala araştırmalarıma ve çalışmalarıma devam ediyorum. Size söz veriyorum, bir gün gelecek ve kıvıracağım bu işi. Bu yepyeni başlangıç ile moda konusunda kendimi geliştireceğim sayenizde.

 

Haftaya görüşmek üzere.

 

Ayşıl ÖZASLAN