Önemli operetlerin sahibi Ekrem Reşit Rey kimdir?

Merjam Yazar: Merjam 13 Temmuz 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Lüküs Hayat, Deli-Dolu, Saz-Caz, Maskara, Hava-Cıva, Aldırma ve sayısız yapıta imzasını atan önemli revü ve operetlerin sahibi Ekrem Reşit Rey, bir döneme ismini kazımıştır. Besteci Cemal Reşit Rey’in abisidir ve dönemin önemli isimlerinden birisidir. Ekrem Reşit Rey’in başarı dolu yaşam hikâyesini sizler için kaleme aldık.

Önemli operetlerin sahibi Ekrem Reşit Rey kimdir?

Ekrem Reşit Rey,1900 yılında İstanbul’da doğdu. Besteci Cemal Reşit Rey’in abisi, devlet adamı Ahmet Reşit Rey’in oğludur. Küçük yaşta resim dersleri almaya başladı. Galatasaray Sultanîsinde (Lisesi’nde) başladığı orta eğitimini 1913 yılında ailesinin Paris’e göç etmesi üzerine eğitimine Paris’de Buffon Lisesinde devam etti. İşte yaşam öyküsünün devamı…

Paris’te sanat dünyasının içinde kendine yer edindi

Daha sonra Dünya Savaşı başlayınca, kardeşi Cemal Reşit Rey ve annesiyle birlikte İsviçre’ye gitti. Cenevre’de Güzel sanatlar Akademisi’nde okudu. Buradan mezun olduktan sonra Paris’te sanat dünyasının içinde kendine yer edinmeye başladı. Ailesiyle birlikte İstanbul’a döndükten sonra Fransızca öğretmenliği yapmaya başladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesinde Fransızca okuttu.

30’u aşkın piyesi radyolarda oynandı

1938 yılında Ankara Radyosu’nda temsil şefi oldu. Daha sonra İstanbul Radyosu’nda pek çok ünlü yapıtları radyoya uyarlayarak çalışmalarını sürdürdü. 30’u aşkın piyesi radyolarda oynandı. İstanbul gazetelerinde çıkan yazıları ve eleştiriyle tanındı.

İki kardeş birlikte çalışmalara imza attı

Ekrem Reşit Rey Fransızca romanlar da yazmış, bunlar Fransa’da basılmıştır. Türkçe ve Fransızca olarak yazdığı Barbaros Hayreddin’in Kitabı ile Fransız Yazarlar Cemiyeti üyeliğine getirilmiştir.

Revü ve operetleriyle tanınan Ekrem Reşit Rey’in bu sahadaki eserlerinin hepsini kardeşi kompozitör Cemal Reşit Rey bestelemiştir. Bu arada tiyatro ile yakından ilgilenmiş, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda çevirdiği ve yazdığı oyunlar sahnelenmiştir. Rey Kardeşler bu yıllarda birlikte çalışmalara da başlamışlardır. Selim Sarper’in idaresinde radyo kadrosunda yapılan tenkisat bahanesiyle Ekrem Reşit’in temsil şefliğiyle Cemal Reşit’in Batı Müziği şefliği başka bölümlere bağlanınca iki kardeş İstanbul’a geldi. Vefatına kadar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Fransızca okutmanlığı yaptı. Ayrıca İstanbul Radyosunda temsil kolu şefi olarak çalıştı (1950-1955).

Fransa Edebiyatçılar Derneği üyesi ve Officier d’Académie rütbesinde Palmes Académiques nişanı sahibi Ekrem Reşit, kas hastalığı olarak bilinen myopati sebebiyle 13 Temmuz 1959’da vefat etti ve Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile mezarlığına defnedildi.

Cemal Reşit: “Operetlerimiz benden çok onundur”

Ekrem Reşit, daha çocukluk devresinde Türkçe ve Fransızca şiirler yazan, resme meraklı bir şahsiyettir. Yaratıcı zekâsı, çalışkan ve titiz karakteriyle sanata olan bu eğilimini, eğitimi sayesinde sağlam ve çok yönlü bir şekilde geliştirmiştir. Kardeşi Cemal Reşit’in “Operetlerimiz benden çok onundur. (…) Yalnız metinle değil, müzikle, artistlerle, dekor ve kostümlerle, rejisörlerle nasıl çekişirdi, bir görmeliydiniz! Ne müşkülpesentti. Müzik metne ve o sahnenin havasına uygun düşünceye kadar beğenmez ve yeni baştan, yeni baştan, yeni baştan besteletirdi.” (Arpad 1985: 2) diyerek çalışma tarzını anlattığı Ekrem Reşit, Türk operetine katkıları dolayısıyla kültür tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bununla beraber çalışmaları ilk günden itibaren büyük bir beğeniyle karşılanan ve nesillerin zihninde yaşamaya devam eden sanatçı, bilhassa nesir sahasındaki eserleriyle hem uluslararası şöhrete hem de Fransa’da devlet seviyesinde takdire mazhar olmuş bir isimdir.

O dönem eserleri Çince de dâhil olmak üzere pek çok dile çevrilir

Yazar Maurice Magre ile La Nouvelle Revue Française isimli edebiyat dergisinin kurucularından ve Librairie Gallimard yayınevinin sahibi Gaston Gallimard’ın beğenisini kazanan Le Turban Dénoué isimli Fransızca kaleme alınmış ilk romanı, iki bin sayfayı bulması dolayısıyla basılamaz. Ancak Gallimard, Ekrem Reşit’le sonraki eserleri için bir anlaşma yapar ve Désorientée isimli ikinci romanı, Gallimard Yayınlarından çıkar. Gazetelerde övgü ile bahsedilen roman, okurlar tarafından da çok ilgi görür. Ardından dört yıl boyunca üzerinde çalıştığı La Vie de Khaireddine Barberousse başlıklı Barbaros Hayrettin ile ilgili biyografik eseri, Gallimard’ın “Ünlü Adamların Hayatı” serisinde yayımlanır. Büyük yankı uyandıran eser Ekrem Reşit’e -bizzat dernek başkanı Gaston Rageot’un teklifiyle- Fransa Edebiyatçılar Derneği üyeliğini kazandırır. Eser, Çince de dâhil olmak üzere pek çok dile çevrilir ve Ekrem Reşit, Fransız hükumeti tarafından Officier d’Académie rütbesinde Palmes Académiques nişanına layık görülür.

Hayatı boyunca Paris’le bağını hiç koparmayan ve Fransız sanat âlemindeki yerini vefatına kadar muhafaza eden Ekrem Reşit’in Fransızca kaleme aldığı ve Fransa’da yayımlanan başka eserleri de vardır.  (Cumhuriyet gazetesinin arşivinde yapılan taramada belirlenen bu eserler, hâlâ yayım hayatını sürdüren Gallimard Yayınları ve Fransa Milli Kütüphanesi Bibliothèque Nationale de France dijital kaynaklarında tespit edilememiştir. Ekrem Reşit’in vefatının ardından Yeni Yayınlar dergisinde yayımlanan bir yazıda ise Désorientée adlı eserin başında Le Turban Dénoué, Mélék ve Les Glaces Déformantes isimli üç roman ile Le Coeur Anatolien isimli büyük hikâyenin basıma hazır olduğunun ifade edildiği aktarılır; ancak bunların basılıp basılmadığı ile ilgili bilgi verilmez.)

1919’da yurda döndükten hemen sonra çeşitli süreli yayınlarda yayımladığı Türkçe ve Fransızca şiirlerle başladığı Türkiye’deki yazı faaliyetini de hayatı boyunca sürdürür. Özellikle Ankara ve İstanbul radyoları ile Şehir tiyatroları ve Ses Tiyatrosu gibi yerlerde oynanan piyesleri, geniş kitleler tarafından tanınmasını sağlar. Çocuk oyunları, tercümeler; Son PostaHakikatAkşam ve Tercüman gibi gazetelerde yayımlanan tiyatro ağırlıklı yazı ve eleştirileri diğer edebi faaliyetleridir.

“Karagöz’ü yaratan bir kavim, eğlenceli eserlerden hazzetmek tabiatıyla yaratılmış demektir”

“Niçin sanatı daima ciddi veya can sıkıcı bir şey kabul edelim? Tiyatro denildiği gibi bir gıda bile olsa, bunun sade siyah ve ağdalı salçadan ibaret olmaması lazımdır. Biraz da ara sıra hafif, tatlı şeyler yiyelim… Türk tab’an zihnen şendir. Buna en büyük delil de Karagöz’dür. Karagöz’ü yaratan bir kavim, eğlenceli eserlerden hazzetmek tabiatıyla yaratılmış demektir.” (İlyasoğlu 2001: 15) sözleriyle sanat ve bilhassa tiyatro anlayışını ortaya koyan Ekrem Reşit’in kalem ürünleri, kaynaklarda genellikle “güldürü” olarak sınıflandırılır. Sadece sahnelenen veya temsil edilen eserleri dikkate alınarak yapılan bu sınıflandırma yukarıda söz konusu edilen şiirleri ve araştırmaları dışarıda bırakmaktadır. Ayrıca Lüküs Hayat gibi sosyal eleştiri yahut sahnelendiği yıllarda ” ‘ulusal birlik ve bilinç aşılaması’ bakımından önemli olduğu ve ilgi çektiği belirtil[en]” (Cumhuriyet 19 Temmuz 1992: 11) Alabanda gibi milliyetçilik ihtiva eden eserler ise güldürülerinin de aslında fikri bir zemini olduğunu ortaya koymaktadır.

Başlıca revü ve operetleri ve yapıtları şunlardır:


Önce Saat (1932), Lüküs Hayat (1933), Deli-Dolu (1934), Saz-Caz (1935), Maskara (1936), Hava-Cıva (1941), Alabanda (1942), Aldırma (1943).

Komedileri:

Dalga (1938), Lafonten Baba (1938), Olan Oldu (1949).

Romanı:

La Vie de Khaireddine Barberousse (Barbaros Hayrettin’in Hayatı, Fransızca).

Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio