Ne izliyoruz? Nuri Bilge Ceylan

Merjam Yazar: Merjam 2 Ekim 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

Minimal sinema yapıyor Nuri Bilge Ceylan. Yani onun sinemasında abartılı olaylara yer yok. Gerek de yok. O, hayatı gerçek akışa uygun yansıtmayı seviyor. Filmlerini izlerken, sanki odaya gizli kamera yerleştirilmiş ve insanları gizlice çekmişler hissiyatına kapılıyorsunuz. Fakat nasıl bir gizli kameraysa Türk sinemasında görebileceğiniz en sinematografik kadrajları da izleyiciye armağan ediyor. Gerçeklik hissi bazen tüylerimin diken diken olmasına sebep oluyor.

Ne izliyoruz? Nuri Bilge Ceylan

 

Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir? Bizde sanat gişe için değildir, orası belli. Peki, sanat filmleri ne demektir? Nuri Bilge Ceylan’da bizdeki gişenin göremediği ama Avrupa’nın takdir ettiği ne var? Bunların yanıtını bulmak için, sanat nedir, sanatçı nedir, bunları bilmek şart. Sanat, duygularını süslü veya süssüz olarak aktarmak ve yansıtmaktır. Duygularını tuval ile aktarırsın resim, vücut hareketlerinle aktarırsın dans, enstrümanla veya sesinle aktarırsın müzik, beyaz perdedeki görüntülerle ve sesle aktarırsın sinema, dizelerle aktarırsın şiir olur.

 

“Düşünceleri” aktarmak ise sanat değil, analiz ve matematik işlemi olup beynin sol lobuyla, yani analitik tarafı ile ilgilidir. Bir profesörün akademik makalesi sanat sayılmaz.

 

Yine dayanamayıp edebiyat dergisini bilimsel makaleye çevirdiğim için özür dilerim.

 

Lanet olsun ki ben bir mühendislik mezunuyum. Dergiye yazmak için bu tarafımı biraz yontmam gerektiğini aslında söylemişlerdi. Dağılmayalım… Nuri Bilge Ceylan da mühendislik okumuş. Ama mühendislik yapamayacağını son sınıfta anlamış. Yıllar boyunca geçimini fotoğrafçılıktan sağlamış. Hayatın anlamını bulmak için Katmandu’ya bile gitmiş. Bir gün bir tapınağın tepesinde otururken, sessizliğin ortasında, hayatın anlamının bu şekilde bulunmayacağının farkına varmış ve yurda dönüp bir şeyler yapmaya karar vermiş. 34 yaşında ilk kısa filmi “Koza”yı çekmiş. Bu filmde, ailesi ve çevresinin rutin hayat akışını filme almış. O kısa filmle Cannes’da ilk ödülünü almış.

 

Nuri Bilge Ceylan, sonuna kadar sanat yapıyor. Düşüncelerinden ziyade “Duygularını” karşıya geçirmeye çalışıyor. Senaryo odaklı değil, “Atmosfer odaklı sinema” yaptığını kendisi de her fırsatta dile getiriyor. “Ben daralıyorum filmlerini izlerken.” diyenlere de cevabı tokat gibi yapıştırmış oluyor aslında. “O sahnede, oyuncunun duygusunun aynen sana geçmesini, içine nüfuz etmesini istedim.” diyor çaktırmadan. Kamera arkası görüntülerini izlerseniz, oyunculara sürekli “Sizden papağan gibi replikleri tekrarlamanızı istemiyorum. Duruma, olaya hâkim olmanız, istediğim atmosferi oluşturmanız yeterli.” dediğini duyabilirsiniz. Minimal sinema yapıyor Nuri Bilge Ceylan. Yani onun sinemasında abartılı olaylara yer yok. Gerek de yok. O, hayatı gerçek akışa uygun yansıtmayı seviyor. Filmlerini izlerken, sanki odaya gizli kamera yerleştirilmiş ve insanları gizlice çekmişler hissiyatına kapılıyorsunuz.

 

 

Fakat nasıl bir gizli kameraysa Türk sinemasında görebileceğiniz en sinematografik kadrajları da izleyiciye armağan ediyor. Gerçeklik hissi bazen tüylerimin diken diken olmasına sebep oluyor. İlk filmlerinde kendi anne ve babasını oynatmış ve onları o kadar doğal bir şekilde hikâyeye yedirmiş ki… Hatta annesinin köydeki evde yatağına yattığı ve üzerine çektiği yorganın yan dönmüş olduğunu fark ettiği, onu düzeltmeye çalıştığı bir sahne var. “Bu mu yani sahne?” Evet, sahne dediğin budur. Bu kadar hayattan, bu kadar gerçek detayları görmek her sinemada nasip olmaz. Filmlerini izlememiş olanlar, internette “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmindeki muhtar sahnesini izleyerek ne demek istediğimi anlayacaklardır. Hayat nasıl ise öyle akıyor Nuri Bilge Ceylan sinemasında…

 

Hatta ilk filmlerinde sadece amatör oyuncular ve eşi dostu oynattı yönetmen. Bunun ilk sebebi, elbette elinde sadece bu kişiler olmasıydı, pek çevresinin olmamasıydı. Fakat amatör oyuncularla çalışırken bir şey fark etti. Onlarla her şey çok doğaldı. Bu nedenle profesyonel oyuncularla çalışmaktan bir süre çekindi.

 

Profesyonel oyuncuların, istediği doğallığı verememesinden endişeliydi. Oyuncular tanıdık sima olmayınca, seyirci filmdeki terziyi gerçekten “terzi” olarak görüyor ve bunun için bir dirençle karşılaşmıyordu. Ama sonra profesyonel oyuncularla çalışmaya başladığında yanıldığını fark etti. Haluk Bilginer gibi, Demet Akbağ gibi usta oyuncular da öyle performanslar sergileyebiliyorlardı ki gerçeklik hissini sonuna kadar yansıtabiliyorlar, seyirciye de yapmacık gelmiyorlardı. Üstelik oyuncular profesyonel olduğundan 50 kez de tekrar alınsa “Gık” demiyorlardı.

 

Bunu keşfetmesiyle ikinci perde açıldı onun sinemasında. Anlattığı hikâye, kendi deyimiyle hep aynı hikâye olsa da her şey daha profesyonel, sineması daha prestijli, ödüller daha büyük, çekimler daha keyifliydi. İşte böyle bir sinema yapıyor Nuri Bilge Ceylan. O tam bir sanatçı. Elbette sinemada tek sanat o tür filmler değil. Seyirci gülmek için, kafa dağıtmak için, korkmak için veya adrenalin dolmak için de sinemaya gidiyor. “O filmlerde sanat yok.” demek büyük haksızlık olur. Ama gişe filmlerinin buram buram ticaret kokması sebebiyle “Sanat filmi, gişe filmi” ayrımı yapılıyor. Örneğin, “Şu an yaz olduğundan bikini ve plaj sahnelerinin bol olduğu, majör tonlara sahip eğlenceli gençlik müziklerinin çaldığı, başrollerinin ünlü oyuncular olduğu, içinde kesinlikle aşk ve aldatılma olan filmleri kabul ediyoruz.” gibi mekaniklerle işleyen sektörde ister istemez sanat filmleri kendine yer bulamıyor. Eh, ne diyelim, sektördekiler de haklı. Çünkü sanat filmi çıkardıklarında da izleyici olmuyor.

 

Bu adamlar taş mı yesin? Biz baldır bacak odaklı yaz filmlerine milyonlar kazandırırken, o ise inandığı ve bildiği yolda yalnız yürümeye devam ediyor. Sanatının gücünü de zaten bu yalnızlığından alıyor. Sanatçılar yalnız olmasaydı zaten sanata da ihtiyaç duymazlar ki… Şimdi biz ona “Nuri Bilge Ceylan” diyoruz ve dünyanın en prestijli festivalinde 10 dakika ayakta alkışlanmasını bile olağan karşılıyoruz.

 

Emin Murat KILIÇ

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio