Kadınları tehdit eden “Haşimato Tiroid” hastalığına karşı beslenme önerileri

Dilara Tuygan Yazar: Dilara Tuygan 18 Haziran 2021

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

İlk olarak 1912 yılında, Japon hekim Hakaru Haşimato tarafından tanımlanan; bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırmasına neden olan Haşimato hastalığında son yıllarda ciddi artış yaşanıyor. Özellikle kadınlarda sık görülen hastalıkta beslenme tarzı önem teşkil ediyor. “Haşimato Tiroid” hastalığına karşı beslenme önerilerini sizler için kaleme aldım.

Kadınları tehdit eden “Haşimato Tiroid” hastalığına karşı beslenme önerileri

Vücutta hormon salgılayan birçok bez bulunur. Endokrin sistem ise bu salgıları hedef hücrelere ulaştırmak için kana ve lenfe ulaştıran bezlerin hepsini içeren sistemdir. Endokrin sistem vücutta metabolizma düzenlenmesi, kemik gelişimi ve büyüme, su- tuz dengesinin sağlanması ve sinir sistemini düzenleme gibi birçok görevi üstlenir. Endokrin sistemin kapsadığı bezlerden biri de tiroid bezidir. Tiroid bezleri vücutta nefes borusunun üst ve ön kısmına yerleşmektedir. İyot alımına ve çeşitli faktörlere bağlı büyüklüğü değişmekte olup yaklaşık 25-30 gram ağırlığında olabilmektedir. Vücuttaki en büyük salgı bezlerinden biridir. Dolayısıyla birçok metabolik fonksiyonu üstlenir.

Tiroid bezinin vücuttaki görevi nelerdir?Isı regülasyonunu düzenleme,

-Metabolizmayı düzenleme ve enerji üretimi,

-İskelet (kemik) gelişimine katkıda bulunma,

-Beyin fonksiyonlarını düzenleme ve geliştirme,

-Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinde etkilidir.

Tiroid bezinin normalden az veya fazla çalışması tüm vücudu etkiler. Haşimato Tiroid ise tiroid bezinde ortaya çıkan otoimmün bir rahatsızlıktır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Genellikle 30-60 yaşındaki kadınları etkileyen bir hastalık olsa bile her yaşta ve her iki cinsiyette de gözlenebilir. Peki, otoimmün hastalık nedir? Kısaca bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırması diyebiliriz. Bu saldırı sonucu tiroid bezinde hasar meydana gelebilir ve salgılarında azalma gözlenebilir. Bu azalmadan dolayı her zaman olmasa da Haşimato Hipotiroide de sebep olabilir.

Haşimato hastalığını etkileyen faktörler nelerdir?

Haşimato hastalığını etkileyen faktörler arasında genetik yapı, cinsiyet, yaş ve çevresel etmenler bulunur. Çevresel ve beslenmemizden etkilenen faktörlere sigara içimi, alkol kullanımı, düşük D vitamini seviyeleri, Selenyum eksikliği, çevresel stres ve ilaç kullanımını örnek gösterebiliriz. Haşimato Tiroid tedavisi kişiden kişiye değişmekte olup düzenli doktor kontrolü ile ilerlenmelidir.

Haşimato Tiroid belirtisi nedir?Kansızlık

-Halsizlik

-Saç Dökülmesi

-Konsantrasyon eksikliği

-Yorgunluk

-Duygusal değişimler

-İştah artışı

-İstem dışı kilo almak

-Kabızlık

Haşimato Tiroid hastalığında nelere özen gösterilmeli?

Tiroid fonksiyonlarındaki azalma ile metabolizma hızı düşebilir bu da kilo alma riskini yanında getirir. Tanı konulduktan sonra mutlaka bu durum göz önünde bulundurulmalı ve beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde otoimmün süreçler, oksidatif stres, düzensiz ve dengesiz beslenme ile birlikte kilo artışı ve hatta obezite riskini beraberinde getirecektir. Bu sebeplerle mutlaka beslenmenize dikkat etmelisiniz.

Haşimato Tiroid için beslenme tavsiyeleri

-Yeterli miktarda iyot alınmalı fazla iyot alımından kaçınılmalıdır.

-Omega – 3 yağ asitlerinden mutlaka faydalanılmalıdır. Haftada 1-2 kez balık tüketilmelidir.

-Selenyum içeren gıdalar mutlaka beslenmede bulundurulmalıdır. Selenyumun hastalığın tedavisinde kesin bir yeri olmasa da olumlu etkileri gözlenmektedir. Yumurta, balık, Brezilya cevizi, ıspanak, mercimek, hindi etini beslenmenizde bulundurabilirsiniz.

-Artan oksidatif stresin önüne geçebilmek için mutlaka antioksidan kapasitesi yüksek besinler tercih edilmelidir. Böğürtlen, yaban mersini, kırmızıbiber, lahana, soğan, sarımsak, ıspanak bu besinlere örnek verilebilir.

-Haşimato ile birlikte bağırsak hareketliliğinde değişimler ve dolayısıyla konstipasyon (kabızlık) gözlenebilir. Bunu engellemek için diyetteki lif miktarı arttırılmalıdır. Mutlaka tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Yulaf, karabuğday gibi tahıllar beslenmeye eklenebilir. Kabuklu tüketilebilecek meyveler kabukları ile tüketilmelidir. Kuru meyveler, taze meyve ve sebzeler mutlaka beslenme rutininde yer almalıdır.

  • -Lif alımının arttırılmasının yanında kabızlığı engellemek için yeterli su içimi olmalı ve düzenli egzersiz yapılmalıdır.
  •  
  • -Beslenmenizde mutlaka probiyotikler bulunmalı. Kefir veya ev yapımı yoğurt gün içinde öğünlerinizde bulunmalıdır. Probiyotik destekler ve probiyotik ilaveli ürünler de kullanılabilir. 
  •  
  • -İşlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır. Bu besinlerdeki şeker ve yüksek kaloriye sebep olmanın yanında bağırsak mikrobiyotasını bozma gibi etkilere sebep olabilir. Mümkün olduğunca az işlenmiş ve doğal ürünler tercih edilmelidir.
  •  
  • -Asitli, gazlı ve şekerli içeceklerden uzak durulmalıdır.
  •  
  • -Kilo vermekte zorlanırsanız dahi almanız gereken kalorinin altına düşmemeye çalışın.
  •  
  • -Yetersiz beslenme bir süre sonra metabolizmanızın yavaşlamasına sebep olabilir. Bu konuda bir diyetisyenden destek alarak ilerleyebilirsiniz.

  • -Demir eksikliği bu rahatsızlığa eşlik edebilir. Bu sebeple özellikle demir eksikliğiniz varsa mutlaka yumurta, et, kurubaklagil beslenmenizde bulunmalıdır. Gün içindeki kafein alımınız azaltmalısınız. 200-300 mg seviyesinde kafein alabilirsiniz.
  •  
  • -Ana yemeğin yanındaki salatalarınızda maydanoz, roka, kırmızıbiber ve limon ekleyebilirsiniz.
  •  
  • -D vitamini seviyeleri mutlaka kontrol edilmeli, güneş ışığı ve balık, mantar gibi yüksek D vitamini alabileceğimiz besinler dahi düşük seviyeleri yükseltmekte yetersiz kalabileceği için doktorunuzun önerdiği dozda D vitamini takviyesini ihmal etmemelisiniz.
  •  
  • -Magnezyum açısından zengin olan kabak çekirdeği, kurubaklagiller, chia tohumu, keten tohumu, avokado ve muz beslenmede yer almalıdır.
  •  
  • -Laktoz intoleransı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur ve Haşimato Tiroid hastalarında da yaygındır. Bu sebeple laktoza karşı hassasiyet gösteriyorsanız laktozsuz ürünleri tercih edebilirsiniz. Badem sütü veya Hindistan cevizi sütü gibi bitkisel bazlı sütleri beslenmenizde bulundurabilirsiniz.

  • -Gluteni ise deneyimleyin eğer sizde hassasiyet oluşturuyorsa beslenmenizde daha az bulundurabilir veya bir beslenme uzmanı eşliğinde diyetinizden elimine etmeyi deneyebilirsiniz. Araştırmalar çölyak hastalığı olmadıkça tamamen çıkarılmasına gerek olmadığını destekliyor.
  •  
  • -Tercih ettiğiniz yağ kaynakları zeytinyağı, ceviz, avokado, deniz ürünlerinden alınan yağ olmalıdır. Tereyağı ve Hindistan cevizi yağı gibi doymuş yağlar sınırlı tüketilebilirken trans yağlardan (kızartma gibi) uzak durulmalıdır.

Diyetisyen Dilara Tuygan

Dilara Tuygan

Dilara Tuygan

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio