Bi orta kahve, bi kitap lütfen…

Merjam Yazar: Merjam 19 Eylül 2020

Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!

‘‘Tarihin Modernle buluşma hali…’’

Bi orta kahve, bi kitap lütfen…

 

80’lerde doğup 90’larda öğrencilik yapan ve o zamanlar için küçük bir şehirde yaşayan biri olarak kütüphaneye ders çalışmaya gitmişliğim var. Tabii o zaman internet yok ki istediğimiz bilgiye anında ulaşalım. Araştırma yapmaya giderdik biz de. Ya kütüphane kapalı olurdu ya da ödünç sistemiyle kitap almak için neredeyse soy ağacımızı teslim ederdik. (Gerçi o zamanlar soy ağacını da bu kadar kolay bulamıyorduk.) Kütüphanenin birçok yerinde “içeriye yiyecek, içecek sokmak yasak” yazıları karşılardı bizi. Yani; “dersini çalış, git, yiyip içip n’apıcan?”

 

Şimdi yaşadığımız şehirde ve belki birçok şehirde de hem kütüphane hem kafe olarak hizmet veren çok güzel mekanlar var. Yani kıraathane denilen yerler. Halk arasında kıraathane denilince pişpirik oynanıp ince bellide demli çay içilen kahvehaneler akla gelse de kıraathane; müşterilerinin okumaları için gazete ve dergi bulunduran, geniş, temiz ve iyi döşenmiş kahvehane demek. Bugünkü kitap-kafeler, kıraathanelerin birkaç beden daha moderni. Makas için ilk kitap-kafe durağımız, Üsküdar-Bağlarbaşı Kongre Merkezinin hemen yanındaki Nev Mekan. Yaklaşık 100 yıllık tarihi bir bina olan Nev Mekan, uzun yıllar boyunca İETT’nin Üsküdar-Bağlarbaşı-Kısıklı tramvay hattının hangarı ve garajı olarak kullanılmış. 2015 yılından bu yana ise Üsküdar belediyesine bağlı, kitap-kafe olarak hizmet veriyor. Tarih, modernle buluşunca ortaya muhteşem bir yer çıkmış yani.

 

Mekan, oldukça modern ve zevkli döşenmiş. Her tarafında kütüphane rafları olan kitapların arasında isterseniz ders çalışıp, kitap okuyup isterseniz dostlarınızla koyu sohbetlere dalabiliyorsunuz.

 

Nev mekana gittiğimde öğle saatleri olmasına rağmen bir hayli kalabalık olduğunu söylemem gerek. Garsonlara hep böyle kalabalık mı diye sordum, “Bu ne ki abla, haftasonları oturacak yer bulamıyor misafirlerimiz”, dediler.

 

 

Belediyeye bağlı olduğu için fiyatları da uygun. Hem karnınızı doyurup hem de uzun saatler, hafif bir müzik eşliğinde huzurlu huzurlu çalışabiliyorsunuz. Ofisin kasvetli ortamından, evdeki günlük işlerden çalışmaya odaklanamayan insanlar için birebir.

 

Kim istemez ki binlerce kitabın arasına gömülüp kahvesini yudumlarken ödevini yapmayı, raflardan seçtiği bir kitabın sayfalarını karıştırmayı yahut da benim gibi yetiştirmesi gereken yazıyı yazmayı…

 

Kütüphane görevlisi Ahmet Ünal’la biraz sohbet ettik. Kütüphanede 10.000’den fazla kitap olduğunu ve kitapları bağışlama usulüyle aldıklarını belirterek yaklaşık 3 aydır ödünç verme sistemiyle de müşterilere belirli süreliğine verdiklerini anlatıyor. Süre, 15 gün ancak 1 aya kadar uzattıklarını da ekliyor.

 

Sadece öğrenciler ödünç kitap almıyor elbette, “Ev kadınları kendi aralarında roman okuma programları düzenliyor, daha çok Yakup Kadri’nin kitaplarını tercih ediyorlar” diyor. “Gençler genellikle roman tercih ediyorlar. Son 3 ayda 200’e yakın kitap verdik.”

 

İki katlı olan Nev Mekan’ın iki de bahçesi bulunuyor. Giriş katta hemen sağ tarafta el işçiliği objeler raflarda yerini alırken sol tarafta tarihi bir atlı tramvay sergileniyor. Hem gözünüzü hem ruhunuzu hem de karnınızı doyurabileceğiniz bu hoş mekana nerelerden gelen yok ki. Genç bir hanımın yanına yaklaşıp biraz sohbet etmek istiyorum. Taa Küçükçekmece’den iki haftada bir, sırf rahat ve huzurlu bir ortamda çalışma arzusuyla geldiğini söylüyor avukat Gülşah Alkan Özaşan.

 

“Bu tarz mekanlar çalışmaya itiyor. Sakin, huzurlu… Çalışırken hizmet alıyorum, mola vermeden çalışabiliyorum. Böyle yerlerin sayıları artmalı. Benim gibi evde ya da ofiste çalışmayı sevmeyenler için biçilmiş kaftan. Dekorasyonu da iç açıyor. 7 aydır müdavimiyim” diyor.

 

Bir başka masada tıp fakültesi öğrencisi olduğunu öğrendiğim Merve Tuğba’yla tanışıyorum. Açıldığından beri bulduğu her fırsatta ders çalışmak için geldiğini, arkadaşlarıyla toplanıp saatlerce kaldığını anlatıyor. Özcan Demirel isimli beyin yanına gidip mekanı nasıl bulduğunu soruyorum;

 

“Biz arkadaşlarla İngilizce öğreniyoruz, ofis olarak da burayı kullanıyoruz. Bazen kahvaltı yapıyoruz, bazen öğle yemeği yiyoruz. Akşamları da eşimle kahve içmeye geliyoruz. Yemekleri çok lezzetli, fiyatları gayet uygun. Otopark sorunu da olmuyor.” diye anlatıyor memnuniyetini. Buraya sadece gençler ve ev hanımları geliyor dersek birilerine haksızlık etmiş oluruz. Himmet (Yılmaz) amca 84, Selman (Arslan) amca ise 87 yaşında. Nasıl buldunuz burayı diye sordum, Himmet amca anlattı. “Burası tramvay deposuydu. Kadıköy’den, Üsküdar’dan gelen tramvaylar buraya gelirdi. O vatmanların hepsi ta Almanya’ya gitti burası kapatılınca. Sonra otobüs garajı oldu. O zamanlar bir bakkal, bir sütçü vardı burada.” Selman amca devam ediyor. “Sık sık arkadaşlarla toplanıyoruz. Kahve içip sohbet ediyoruz. Bizim kahvehane kültürümüz yok, n’apalım buraya geliyoruz. Okumasak bile kitapları karıştırıp mutlu oluyoruz.”

 

“İyi ki Nev Mekan var” sloganıyla hizmet veren bu mekanda zaman zaman da söyleşiler düzenleniyor, konserler veriliyor. Ulaşımı oldukça kolay olan kıraathanenin müdavimi olmayı, bulduğum her fırsatta gelip huzurla çalışmayı diliyorum…

 

Atiça (ATEŞBÖCEĞİ)

Etiketler:
Merjam

Merjam

  • Editörün Seçimi
  • En Çok Okunanlar

Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio