Yazar: Mihriban Şafak Süngü
10 Şubat 2021
Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Güzel bir kasenin içinde popcornumuz elimizde karşımızda Netflix’in ana sayfası açık şekilde şık pijamalarımızla “Movie night” yazıp snap atamayacak mıydık? Tabii ki attık…
Kadın ve moda ağırlıklı bir web sitesi olarak daha fazla sanatçıyı yakından tanımak ve daha çok insana ulaşmak istiyoruz. Bu yüzdendir ki röportajlara ağırlık veriyoruz. Söyleşilerde klişeleşmiş ama cevabını gerçekten çok merak ettiğimiz bazı sorular da oluyor; “Son zamanlarda okuduğunuz ve okuyucularımıza tavsiye edeceğiniz birkaç kitap ismi verebilir misiniz?”
Bu soruya verilen cevaplarda dikkatimi çeken önemli bir nokta var: Pandemi döneminde insanlar ağırlıklı olarak “Kişisel Gelişim” ve “Psikoloji” üzerine eserler okuyorlar, okumuşlar.
Kişi kendinden bilir işi! Lise dönemlerimde çok fazla “Kişisel Gelişim” kitapları okuduğumdan, cümleler aynı gelmeye başladığında “Psikoloji” okumalarına yöneldim.
Sanırım psikolojimiz bizi bu kitaplara itti. Ne kadar zor bir şey evde bütün gününüzü aynı kıyafetlerle geçirmek… İnsan kendini hep yatağa yakın hissediyor, daima hastaymışsın gibi bir hava var evin içinde. Modumuzu çok düşük hissettiğimiz için muhtemelen bizi ayakta tutacak, bize kendimizi güçlü ve zinde hissettirecek bir şeyler okumaya ihtiyaç duyduk. Bu arada son bir yılı en çok okunan psikoloji kitaplarından;
Bir göz atmanızı öneririm.
Peki, bu dönemde en çok, başka nelere ihtiyaç duyduk? Nelere yatırım yaptık? Geçenlerde okuduğum bir yazıda karantina döneminde e-ticaret üzerinden en çok satılan ürünlerin grafiği paylaşılmıştı. Birlikte birkaçına göz atalım, bakalım siz hangilerini aldınız, bu dönemde nelere ihtiyaç duydunuz?
Pandemi sürecinde evlerimizde daha önce hiç geçirmediğimiz kadar vakit geçirdik. Hâliyle de çok fazla eksiğimizin olduğunu hissedip pek çok şeyi elden geçirdik. Kahve fincanlarımızdan sıkıldık, kahve fincanlarımızı değiştirdik. Koltuk takımlarımız gözümüze eskimiş gelmeye başladı, yeniledik. Kendimizi özel hissedeceğimiz alanlar, köşeler yapmaya başladık. Ve en önemlisi de bunu genellikle sosyal medyaya selfieler çıkarmak ve arka planın fotoğrafımıza uyumlu olması için yaptık… Yoksa öyle kahvemizi, eski koltuk örtülerimizin önünde tutup “Coffe Time” yazıp paylaşamazdık.
Bu konu ile ilgili Anadolu Ajansı şöyle bir haber paylaştı geçen haftalarda:
“Türkiye’de plak satışı yapanların da satın alanların da günden güne arttığını dile getiren İstanbul’da antika pazarında ve internet üzerinden çevrim içi plak satışı yapan Vedat İspir, ‘Plak daha da yaygınlaşacak gibi görünüyor. Özellikle salgın döneminde çok ilgi var. Satışlar arttı. Satıcılar olarak biz memnunuz bu durumdan. İnsanlar evde kaldıkça plağa daha fazla önem veriyorlar. Hobi olarak değerlendiriyorlar. Müziğe ilgisi olan insanlar evde kaldıkça illaki plak alıyor.’ diye konuştu.”
Ve haberin devamında bir bilgi daha var… Gerçekten okuyunca anladım ki modası olmayan hiçbir şey yok şu hayatta. Plakçı Vedat İspir, en çok kimin plağının satıldığını da söylemiş. Var mı bir tahmininiz? Ben ki öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdım.
Plak, kimimiz aldı, kimimizin ise hâlâ “favori ürünlerinde”…
Evet, açıklıyorum… Bu aralar en çok “Ferdi Özbeğen”in plakları satılıyormuş. Hemen benim gibi tepki verenlere sebebini açıklayayım: Yakın zamanda “Netflix” platformunda başrolünü “Öykü Karayel”in canlandırdığı ve çok fazla ses getiren “Bir Başkasın” adlı bir dizi ile Ferdi Özbeğen’in şarkısı yayınlandı. Kimileri için bir eskiye dönüş oldu kimileri için ilk tanışma… 20’li yaşlarımda repertuvarım çok geniş olmasına rağmen itiraf etmeliyim ki kendisini tanımıyordum. Şimdiler de ise en çok dinlediklerim listesinde…
Aksi mümkün mü? Ben de aldım tabii ki. Bildiğiniz üzere Kovid-19 nedeni ile kafeler ve restoranlar kapalı. Elimizde ki starbucks kahvelerimiz ile ortada kalıyoruz. Biz, buna mecbur bırakıldık…
Artık yeni “Rafine zevklerimiz” oluştu. Her cuma günü iş çıkışı, 56 saatlik karantinamıza girmeden starbuck kahvelerimizi alıyoruz “Kuzguncuk” sahiline arabamızı park edip sandalyelerimizi çıkarıyoruz ve köprüye karşı kahvelerimizi yudumluyoruz. Evet, bu da pandeminin “Rafine” zevklerinden…
Kolonya doğal olarak hepimizin en çok aldığı ürün oldu. Hatta bir dönem stoklarda ürün kalmadı ve “Gelince haber ver” butonunu gördük.
Makyaj ürünlerine çok fazla rağbet etmedik belki dışarı çıkamadığımızdan… Fakat evde kalmanın etkisiyle çok fazla abur cubur ve kuruyemiş tükettiğimizden cildimiz biraz hasar görmüş olabilir. Bu yüzdendir ki “Yüz bakım” ürünlerini bu dönemde bolca sipariş verdik. Yine e-ticaret sitelerinde en çok satılan ürünler arasında yer alan ve instagram influencerlarının da çokça tanıttığı “Yüz temizleme cihazı” satışları oldukça yüksekti. Çoğumuz kendisini biraz daha iyi ve bakımlı hissetmek için bu ürünü aldı, kimimiz ise merakımızdan…
Neden peki? “İnsan bir yere gidemediği hâlde neden kıyafete para harcar?” demeyin: Harcanıyor! Özellikle de ev içi kıyafetlerimiz için harcama yaptık. Birçoğumuz gibi ben de fark ettim ki evde giyilebilecek hiç şık kıyafetim yok. Biliyorum, siz de fark ettiniz! Güzel bir kasenin içinde popcornumuz elimizde karşımızda Netflix’in ana sayfası açık şekilde şık pijamalarımızla “Movie night” yazıp snap atamayacak mıydık? Tabii ki attık…
Evet, itiraf etmeliyim ki hayatım boyunca bu dönemde yaptığım kadar market alışverişi yapmamışımdır. Kimi zaman aktivite olarak markete kaçtık kimi zaman evdeki büyükleri korumak adına biz bu görevi üstlendik. Ve belki de tereyağın, çayın, sütün… pek çok şeyin fiyatını ilk kez öğrendik. Kendi adıma konuşuyorum… Evet, ben bu dönemde fiyatları öğrendim.
Bir önceki yazımda da yazmıştım. Karantina boyunca evin en çok vakit geçirdiğimiz alanı mutfak oldu. O kadar fazla yeni tarifler denedik ki; iş ekmek yapımına kadar gitmişti. Tatlılar, salatalar, ana yemekler… Ee hâl böyle olunca bununda bir sonu olacaktı tabii… Durumumuzu idrak etmemiz fazla zaman almadı. Dolayısı ile de durumu kurtarmak adına harekete geçmeliydik. Kimi pilates seti aldı kimi ise koşu bantları ile doldurdu evini…
Evde ailecek bir şeyler yapmalıydık… Televizyon, kitap, mutfak bir yere kadar! Hiç unutamayacağım bir dönem biz de düştük bu ağa… Ailecek “UNO” oynadık. Annemin kartları fazlalaşınca sevinmesi haricinde bir sorun yoktu. (Elindeki kartları bitiren kazanıyor)
“Bil Bakalım” oyununu oynadık. Fark ettim ki kardeşim ve ben farklı bir dilde annem ve babam ise bambaşka bir dilde anlatmaya çalışıyordu kelimeleri… Yine annemin babama kelimeleri anlatmaya çalışırken “Beni hiç anlamıyorsun” sitemiyle oyunu bırakması haricinde bir sorun yoktu…
Yapboz konusuna gelince favorilerimdeki yapbozu hiçbir şekilde yakalayamadım. Ne zaman bildirim gelse, gün içerisinde “Tükendi” yazısı ile karşılaştım.
Sizde durumlar nasıl? Siz bu evde kalma dönemini nasıl geçirdiniz veya geçiriyorsunuz?
Yazımı çok konuşulan o popüler tweet ile bitirmek istiyorum… “Bugün internet gitti, iki saat evdekilerle konuştuk güldük falan iyi insanlarmış…”
Bir an önce bu dönemin bitmesini, sağlıklı ve özgür günlerimizin geri gelmesini diliyorum…
Mihriban Şafak Süngü / Şef Editör
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
