Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
Kütüphane müdürü bir dedenin torunu olup Kütüp-Anne Platformu'nu kuran Merve Yavuzdemir, çocuklara küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı ve kütüphane kültürü kazandırmak için çeşitli projeler yürütüyor.
Şehir ve bölge plancısı olan Kütüphane Şehri Projesi Koordinatörü Yavuzdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2015'te eşinin eğitimi için gittikleri Amerika Birleşik Devletleri'nde çocuk dostu şehirlerle ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda kütüphanelerle tanıştığını anlattı.
Yavuzdemir, 2 çocuk annesi olduğunu, çocuklarıyla farklı eyaletlerde çok farklı kütüphanelerde gezdiklerini söyledi.
"Kütüp-Anne" isimli bir platform oluşturduğunu dile getiren Yavuzdemir, "Bu kadar ilerleyebileceğini başta planlamadım. Okuma kültürü ya da kütüphanelerle ilgili bir çalışma ülkemizde nasıl bir karşılık bulur emin değildim. Gerçekten benim gibi düşünen, aynı hayalle heyecanlanan bir ekip oluşturduk. Bu Türkiye'nin farklı illerinden olan gönüllü bir ekip. Asıl amacımız çocuklarda okuma kültürünü geliştirmek, çocuklara kütüphane alışkanlığı kazandırmak, erken okur-yazarlık yetisini beslemek. Kütüp-Anne Platformu olarak en büyük amacımız farkındalık sağlamak." dedi.
Yavuzdemir, yenilikçi kampanyalar yürüttüklerini vurgulayarak 4 yıldır aktif çalıştığını belirtti.
Kütüp-Anne Platformu'nun anneler tarafından kurulduğunu ama daha sonra gençlerin ve erkeklerin de kendilerine katıldığını ifade eden Yavuzdemir, projelerde il koordinatörlerinden oluşan 15 kişilik kemik kadroyla çalıştıklarını belirtti.
Yavuzdemir, Kütüp-Anne Platformu'nun, "Bebekler kütüphanede emekler" sloganıyla başlattığı proje sonunda Türkiye'de bebek kütüphaneleri açıldığına dikkati çekerek bazı projelerini şöyle anlattı:
"Mekanında okuyoruz projesiyle 'Okuyacağınız kitapları mekanında okuyun.' dedik. O kadar güzel geri dönüşler aldık ki örneğin trende giderken yanına trenle ilgili resimli çocuk kitabı alanlar, ormanla ilgili bir kitabı ormanda okuyanlar oldu. Amacımız sadece 'Kitap oku' demek değil. Bir deneyim yaşarsanız o bir anı oluşturur ve bir duygu olur. Duygu oluşturmayan hiçbir şey bir alışkanlığa ve bir kültüre dönüşmez."
"600 kitap dağıttık"
Yavuzdemir, son olarak "Kütüphane Şehri" projesini hayata geçirdiklerini; projenin Türkiye Yayıncılar Birliğinin Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı kapsamındaki "Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Projesi"nin pilot projesi olduğunu ifade etti.
Projeyi Ankara'da başlattıkları dönemde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kısıtlamaların yaşandığını hatırlatan Yavuzdemir, "Başlamak için mükemmel olmasını bekleme, mükemmel olması için başla felsefesine inanırım. Bu şekilde başladık. 'Kovid-19 nedeniyle evde olan çocuklar için bir şeyler yapmalıyız.' dedik. Sadece okuma kültürü değil, mahalle kültürüyle okuma kültürünü desteklesin istedik. Yaşadıkları şehrin okuma kültürü altyapısını destekleyelim, diye düşündük. Kovid-19 ile yeni normal dediğimiz noktada birçok şeyi dönüştürdük. Dedik ki 'Karantinadan çıktığımızda tek alternatiflerinin AVM'ler olmadığını bilsinler.' Kendi şehirlerinde neler olduğunu keşfetsinler istedik." ifadelerini kullandı.
Okuma alışkanlığının da çağın gereği olarak değiştiğini ve çocuğu sadece kitapla buluşturmanın yeterli olmadığını vurgulayan Yavuzdemir, çocuklara eleştirel düşünme yetisi kazandırmanın önemine dikkati çekti.
"Çocuklara okuma kültürü ve adabı kazandırmayı hedefliyoruz"
Okuma alışkanlığını araç yapıp çocuklara okuma kültürü ve adabı kazandırmayı hedeflediklerini dile getiren Yavuzdemir, şöyle devam etti:
"Ankara'daki proje haziran ayında başladı, eylülde tamamlandı. Ekibimizde kütüphaneci, çocuk gelişimci, grafiker arkadaşlarımız var. Tek başına kitap dağıtmak gibi bir şey yapmayalım istedik. Seçtiğimiz kitapların büyük bir çoğunluğunu Ankaralı yazar, çizer ve yayınevlerine ayırdık. Çocuklar yaşadıkları şehirde onlar için yazan, çizen, üreten insanlar olduğunu bilsinler istedik. Şehirlerini bir de kitaptan okusunlar. O yüzden Ankara temalı kitaplar seçtik. Daha sonra bu kitapla ilgili içerikler ürettik. Kitabın oyuncağı origamiden nasıl yapılır, gibi içerikler ürettik. 600 kitap dağıttık. Bu 600 kitapla ilgili poster oluşturduk. Posterin bir yüzünde belirlediğimiz 30 kitabın kapağı var, arka tarafında da 'Benim Kütüphanem' adı altında zihin haritası oluşturduk. Çocukların kitabı yorumlayabilmeleri için yönergeler ekledik. Bireysel başvuru almadık. Poster ve kitaplarımızı apartmanlara dağıttık. Bir apartman bir gönüllü o apartmandaki 3-10 yaşındaki çocuklar için başvuru yaptı. Biz o apartmandaki tüm çocuklara bunu gönderdik. Amacımız çocuklara bir bütünün parçası olduklarını hissettirmek, apartman kitaplığı oluşturmak için teşvik etmek, kendi aralarında kitap değiş tokuşu yapabilmelerini sağlamak."
Yavuzdemir, bu posterlerin belirli tarihlerde pencerelere asıldığını ve her bir çocuğun "Ben okuyorum" mesajı vererek, şehrin kütüphaneye benzediğini anlattı.
Projenin ikinci adımı Konya'da başlatılacak
Projede her dairenin bir kitap, her katın bir raf, her apartmanın bir kitaplık ve şehrin kütüphane olduğu mesajının verildiğini anlatan Yavuzdemir, projenin ikinci adımının Konya'da yürütüleceğini söyledi.
Konya'dan da 220 başvuru aldıklarını aktaran Yavuzdemir, "Başvurular bir site, bir apartman ya da bir sokak için yapılabiliyor. Yaklaşık 2 bin-2 bin 500 kitap talebi geldi. Konya'dan 3 merkez olmak üzere 6 ilçeden başvuru aldık." dedi.
Kısıtlama döneminde evlerde vakit geçirmek zorunda kalan çocuklar için de güzel bir faaliyet olduğunu belirten Yavuzdemir, Kütüp-Anne Platformu ve Konya'daki destekçileri Okuyan Nesiller Derneği ile Karatay Belediyesinin sosyal medya hesaplarından kendilerine ulaşılabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı