Bu haberi arkadaşlarınla hemen paylaş!
“Sahnede hata yapmamanın yolu, çok çalışmaktır. Çok çalışmanıza rağmen de hata yapabilirsiniz, ancak bir eseri isminizi bildiğiniz kadar içselleştirmişseniz, hata payını en aza indirmiş olursunuz.”
İlk konserinizi 6 yaşındayken TRT İstanbul Radyosunda veriyorsunuz daha sonra “Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu” kapsamında henüz 12 yaşındayken Fransa’ya gönderiliyorsunuz, çocukluğunuzu ve müziğe ilginizi konuşmak isterim, nasıl başladı ve nasıl gelişti?
Bebekken ninni yerine Beethoven sonatlar, Mozart sonatlar dinleyerek büyümüşüm. Çünkü annem piyanist, babam da kemancıydı. Küçücük yaşta sayısız eseri canlı dinlemiş oldum ve elbette benim için çok farklı bir kazanım oldu. Piyano eğitimime erken yaşlarda annemle başladım. 1959 yılında “Üstün Yetenekli Çocuklar Yasası” kapsamında bir sınav açılacağını radyoda duyan dayım, anneme haber vermiş. O zaman 5 yaşındaydım. Annemden sonraki ilk hocam altı yaşındayken çalışmaya başladığım “Maria Teresa Rodriguez” oldu. Solfej ve piyano öğretmenimdi. Daha sonra Türkiye’nin en tanınmış piyano öğretmenlerinden, besteci Ekrem Zeki Ün’ün eşi Verda Ün ile çalıştım. 6660 sayılı “Harika Çocuklar Yasası” sınavına girdim. Jüride Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kazım Akses vardı. 40 dakikalık bir resital çaldım. 12 yaşındaydım. Sınavı kazandım. Ankara’da Mithat Fenmen ve Ahmet Saygun ile kontrpuan, armoni, müzik kültürü ve orkestrasyon çalıştım. Oradan da Paris’e giderek Paris Konservatuarı’nda Pierre Sancan, Nadia Boulanger ve Monique Haas gibi önemli hocalarla çalışma imkânı buldum. 16 yaşındayken “Piyano ve Oda Müziği” dallarından birincilikle mezun oldum.
Günlük Hayatın Vazgeçilmez Parçası
Sahnedeyken hata yapmamayı nasıl başarıyorsunuz, bir motivasyon kaynağınız var mı?
Sahnede hata yapmamanın yolu, çok çalışmaktır. Çok çalışmanıza rağmen de hata yapabilirsiniz, ancak bir eseri isminizi bildiğiniz kadar içselleştirmişseniz, hata payını en aza indirmiş olursunuz. Bu noktaya ulaşmak için her gün düzenli olarak çalışmak gerekir. Küçük yaşlardan itibaren edinilen bu alışkanlık için artık fazla motivasyon aramaya da gerek olmaz. Çalışmak artık yemek içmek kadar ihtiyaçtır, günlük hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Her Konser Eşsiz Bir Deneyim
Beş kıtada seksen ülkeyi kapsayan uluslararası müzik kariyeriniz var. Önemli orkestralarla büyük konserler verdiniz. Sanatçı geçmişinize dönüp baktığınızda unutamadığınız bir konseriniz var mı?
Unutulmaz pek çok konser deneyimi yaşadığım için gerçekten çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Her bir konser aslında eşsiz bir deneyim. Geriye dönüp baktığımda; Vladimir Ashkenazy, Andrey Boreyko, Vladimir Fedoseyev, Neeme Jarvi, Esa-Pekka Salonen, Stanislaw Wislocki gibi usta şeflerle verdiğim konserler benim için çok özeldi. Ayrıca oğlum keman sanatçısı Erkin Onay ile birlikte konser verdiğimde de çok mutlu oluyorum.
Büyük sanatçıların genelde bir ilham kaynağı oluyor. Sizin ilham kaynağınız var mı?
Farklı zamanlarda, çok değişik şeyler ilham veriyor bana. Bazen konser verdiğim bir şehir, bazen yeni açmış bir gül goncası, bazen gittiğim bir sergi ya da dostlarımla, torunlarımla, ailemle geçirdiğim mutlu günler…
Türkiye’de son zamanlarda gençlerde, sanat ve müziğe doğru yoğun bir ilgi var, bu görüşe katılır mısınız?
Ülkemiz müzikal yetenek açısından gerçekten çok zengin. Zamanla olanaklar arttıkça, konservatuarlarda yetişen kuşaklar çoğaldıkça, ilgi de orantılı olarak arttı. Uzakdoğu ülkelerinde de durum bizdeki gibi. Aileler çocuklarının profesyonel müzisyen olmasa bile, müzik zevki sahibi olmasını isteyerek enstrüman dersi almaya yönlendiriyor. Konservatuarlarda eğitim alan gençlerimiz de teknolojik ve maddi imkanların artmasıyla, yurt dışında eğitimlerine devam etmek ve kendilerini geliştirmek için, eskiye kıyasla daha fazla imkâna sahip…
Uzun ve Zorlu Bir Çalışma
“UNICEF İyi Niyet Elçisi” ve devlet sanatçımız olarak sizce çocukları müziğe teşvik etmek için neler yapılmalı?
Çocuğun yeteneği fark edildiğinde, ailenin büyük bir özenle, her türlü araştırmayı yapması gerekir. Hangi enstrümana yatkın ve hevesli olduğu, hangi öğretmenle çalışabileceği gibi konularda yardım almak büyük önem taşır. Gelişmeleri yakından takip etmek ve özellikle küçük yaşlardaki çocukların aile tarafından desteklenmesi çok ama çok önemlidir. Çocuk, müziği meslek olarak seçmek istiyorsa, ailenin onayı çocuğa hissettirilmeli ve arkasında durulduğu, her tür desteği alabileceği tekrarlanmalı, güven verilmeli. Müzisyenlik mesleği uzun ve zor bir çalışma gerektiriyor. Bu nedenle, ailenin güç vermesi büyük önem taşıyor.
Gümüşlük Festivali’ni konuşmak isterim, festivalde bu yıl ne gibi yenilikler var?
15. yılımızı kutladığımız bu yıl, ilk festivalimize gönderme yaparak, daha çok piyano müziğine yer verdik. Suda, Taşta, Kumda serilerinde klasik müzikten caza ve dünya müziğine uzanan çeşitlilikte 8 ana konser yer alıyor. Ülkemizin yanı sıra Rusya, ABD/İsrail, Zimbabve, İtalya, Kıbrıs, Singapur ve Almanya’dan gelecek sanatçı konuklarımızı ağırlıyoruz.
Hayatınızın bir mottosu var mı?
Sevgiden beslenmek ve sevgiyi paylaşmak…
Kendilerini Keşfetmeliler
Usta bir sanatçı olarak müzik ile ilgilenmek isteyen insanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
İnsanın her yaşta müzikle ilgilenebileceğini düşünüyorum. İster dinleyici, ister şarkıcı, ister enstrümancı olarak. Her şeyden önce kendilerine uygun olanı keşfetmek üzere denemeler yapmaları yerinde olur. Daha sonra da çalışmalı, her fırsatta müziği paylaşmalılar. Müziği bir meslek olarak seçmek isteyen gençler için konservatuarlar, masterclasslar ve yarışmalara ulaşmak artık çok kolay. En önemli konulardan biri ise yabancı dil … Mutlaka ama mutlaka yabancı bir dil öğrenmenin yolunu bulsunlar. Konserlere gitsinler, ustaları dinlesinler, onlarla tanışıp fikir alsınlar, atak ve girişken olsunlar… Ve her gün çalışsınlar.
Proje Beni Heyecanlandırıyor
Yakın zamanda hayata geçirmeye çalıştığınız projeleriniz var mı?
2019 için özel birçok projenin yer aldığı konserler planlıyorum. Aralık’ta da “Bisanthe Gülsin Onay Ulusal Beste Yarışması” sonuçlanacak. Bu proje beni çok heyecanlandırıyor. Çok sesli çağdaş Türk müziğini desteklemek, evrensel düzeyde müzik dili kullanarak bir ses ve bir sanat zevkini oluşturmak düşüncesiyle açılan bu yarışma vesilesiyle, genç Türk bestecilerini teşvik etmek en büyük dileğim ve arzum. Bu sezon “Gülsin Onay Piyano Günleri” de 4. kez düzenlenecek… Müzikseverler, konserlerim ve projelerimle ilgili haberleri www.gulsinonay.com adresinden ve sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirler.
Copyright © Tüm hakları saklıdır. Merjam.com – Copyright 2021 | Codlio
3D tasarım ajansı